60'lar hikaye 70'ler terane 80'ler şahane - Muharrem Kaşıtoğlu, BirHarf Yayınları, Ağustos 2006
80'li yıllar, benim jenerasyonumu da içine alan, başlı başına fenomen olmuş bir devirdir, tıpkı 69 kuşağı gibi. 69 yıllarının çiçek çocukları 80'lerde yerini disko çocuklarına bırakır "Comenchero" eşliğinde...
Kısa kısa başlıklarla, dönemin kült olguları yer alıyor kitapta. Müthiş bir zaman yolculuğuna çıktığınızı hissediyorsunuz. Bazıları zaten bildiğiniz, bazıları da okuyunca hatırladığınız gerçekler bunlar. Pazar sabahları yayınlanan Uçan kaz Nils ve Clementine çizgi filmleri, Red Kit, Taş Devri, Vikingler (Haftaya ha ha ha haftaya... şarkısını unutmak mümkün mü?), televizyon tek kanallı olduğundan arızaya geçildiğinde ney taksimi eşliğinde bazen saatlerce seyredilen necefli maşrapa, dönemin hit dizileri Dallas, Flamingo Yolu, San Fransisco Sokakları akşamların belki de en önemli eğlencelerindendi.
Çiğnedikçe ağızda büyüyen Turbo sakızlar, bu sakızlardan çıkan araba resimleriyle oynanan oyunlar, şemsiye çikolatalar, leblebi tozunu boğazına kaçmadan bir kamış yardımıyla bitirebilmek çocukluğumun ve ilk gençliğimin tatlı hatıralarındandı.
Modanın da 80'li yıllara hiç uğramadığını düşünürüm hep. Pantolonun içine sokulan kazaklar, balon etekler, karpuz kollu üstler ile saçın ön kısmına dolma şekli verilerek yapılan modeller, kelebek tokalar ilginç bir zevkin ürünüdür.
80'ler DVD yerine VHS video, mp3 player yerine walkman kullanılan dönemdir. Hatta o devrin müzikleri de hala benim favorimdir günümüz elektronik müziğine inat. Walk of Life, Another Day in Paradise, Big in Japan gibi şarkılar bugün yapılan DJ müziğinin aksine kesinlikle daha derin izler bırakır. Yapılıp 2 ay sonra çöpe atılan şarkılar değildir bunlar, 20 sene sonra bile dinlenebilen, her dinlediğinizde de başka yerlere götüren müziklerdir.
Eğer siz de geçmişe özlem duyuyorsanız, bütün tuhaflığı ve güzellikleriyle bir dönemi olduğu gibi kabul edebiliyorsanız, ilkokul, ortaokul hatta lise yıllarınızı tekrar hatırlamak istiyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız. Önsözde yazarın belirttiği gibi; "Şimdi orta yaşlardayız, Netekim Paşa artık bir ressam, tonton liderimiz de aramızda değil. Madonna hala aykırı, Michael Jackson ise daha az siyah. Ne çok genciz artık, ne de yaşlıyız henüz...Bir tarafta taze anılar, bir tarafta da dün yitirilmiş anıların burukluğu..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder