16 Ağustos 2007 Perşembe


TARİHE GEÇEN HAZIRCEVAPLAR

Tarihe Geçen Hazırcevaplar - Derleyen:Akın Alıcı, Epsilon Yayıncılık, Ağustos 2006


Tarihi; yaptıkları buluşlarla, yönettikleri ülkelerle, yazdıkları kitaplarla, düşünceleriyle şekillendiren insanların hayatları, sıradan kişiler için her zaman merak konusu olmuştur. Çoğunlukla, tarihi kişilere ait anekdotlar, parça parça da olsa, mail zincirleri sayesinde bizlere ulaşıyor.

Her biri kendi dalında oldukça önemli şahsiyetlerin başından geçmiş eğlenceli, öğretici, düşündürücü hikayelerin biraraya toplandığı bir kitap olan "Tarihe Geçen Hazırcevaplar", derleyenin ellerine sağlık dedirtecek kadar başarılı.

Kitap, esas olarak 6 bölüme ayrılmış. Bilim adamları, devlet adamları, filozoflar, hükümdarlar, sanatçılar ayrı başlıklar halinde toplanırken, son bölümde sınıflandırma yapılmaksızın kısa kısa hikayecikler aktarılmış. İçlerinde çok aşina olduklarımız da var, hemen hemen hiç duyulmamış öyküler de... Sınıflandırma yapılmış olan ilk 5 bölümde, kişilerin hayatları da özetleniyor. Atatürk, Einstein, Churchill, Demosthenes, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Büyük İskender, Pablo Picasso, Oscar Wilde gibi isimlere bu kitapta rastlamak mümkün. Ardından, bu önemli insanların başlarından geçen hikayeler anlatılıyor.

Mesela, Galileo Galilei, engizisyon mahkemesi tarafından yargılanıp, canını kurtarmak ve çalışmalarına devam etmek için dünyanın dönmediğini anlatan yazıyı okuduktan sonra, yine de kendini tutamayıp, kısık sesle; "Dünya ne derseniz deyin, her şeye rağmen, size rağmen dönmektedir." diyebilmiştir. Ezop adıyla bilinen Aisopos ise bir köle olarak hayata başladığı halde ince zekasıyla her türlü zorluğun üstesinden gelerek sonunda özgürlüğüne kavuşur. Kölelik zamanlarında, efendilerini de kötü durumlardan yine bu olağanüstü zekasıyla kurtardığı halde, hemen hemen hepsi tarafından kendisine hürriyet sözü verilmişken bu hakkını çok sonra elde edebildiğini bu kitaptan öğrenebiliyoruz.

Filozof bölümünden devam edersek; Sokrates bir gün, yolda bir tanıdığına rastlar. Adam ünlü filozofa, onun bir arkadaşıyla ilgili duyduğunu anlatmak ister. Sokrat ise "Bana ne duyduğunu söylemeden önce sana ufak bir test yapmak istiyorum" der. "Sana uygulayacağım testin adı Üçlü Filtre Testi. İlk filtre Gerçek Filtresi. Şimdi, bana anlatacağın olayın gerçek olup olmadığını söyleyebilir misin?" diye sorar. Adam "Hayır" diye cevaplandırır. Sokrat ikinci filtre olan "İyilik Filtresi"ne geçer. "Arkadaşım hakkında bana söyleyeceğin iyi bir şey mi?" Adam yine olumsuz cevap verir. Sokrat son filtre olan "Yararlılık Filtresi"ni sorar. "Arkadaşım hakkında bana anlatacağın olay, benim işime yarayacak mı?" Adam yine "Hayır" diye cevap verir. Bunun üzerine Sokrates şöyle yorum yapar: "Eğer bana anlatacakların doğru değil, iyi değil ve işe yarar değilse bunları neden bana anlatasın ki?"

Kitapta ayrıca, hükümdarların savaş alanlarındaki başarılarının sırrı, devlet adamlarının ülkeyi yönetirken kullandıkları yöntemler, sanatçıların düşünce tarzları ile olaylar karşısındaki hazırcevaplılıkları da başarıyla aktarılmış. Bütün bu değerli şahsiyetlerin dönemlerine göre yaşadıkları ile söylediklerini günümüze uyarladığımızda, halen bunlardan yararlandığımızı ve birşeyler öğrenebildiğimizi farkediyoruz.

Kişiler hakkında ilginç bilgilere de rastlayabiliyoruz. Asıl adı Samuel Langhorne Clemens olan Mark Twain'in adının ne anlama geldiği gibi. Gazetecilik yaptığı sırada, daha önceden yapmış olduğu kaptanlığı çok sevdiğinden, geminin dibe oturmaması için gerekli su derinliğini ölçen bir gemici terimi olan ve İngilizce'de "ikiyi işaretle" anlamına gelen "Mark Twain" ismini ilk kez mizahi bir gezi yazısında kullanmış.

Bunun gibi bir çok ilginç hikayenin hepsine burada yer vermemiz mümkün değil. Ancak buraya yazılanların referans oluşturacağına inanıyorum. Sıkılmadan okunan, kısa öyküler olması sebebiyle yormayan, çok güzel bir derleme. Bu kişilere ait, halen kulağa küpe olabilecek sözler de satır aralarına serpiştirilmiş:

"Delilik, aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir." -Albert Einstein-

"Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabileceği kadardır." -Mevlana-

"Neden iki kulağımıza karşılık bir dilimiz var biliyor musunuz? Çok dinleyelim, az konuşalım diye." -Diyojen-

bunlardan sadece birkaçı.

Son olarak, Platon'un anekdotuyla hayatımızın dersini alıyoruz belki de: Bir toplantıda Platon'a, insanlarda gözlemlediği ve onu en çok şaşırtan davranışların ne olduğu sorulmuş. Platon'un cevabı gerçekten ilginç, oldukça da düşündürücü. "İnsanlar, çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler, sonra çocukluklarını özlerler...Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler, ardından sağlıklarını geri almak için para öderler...Yarından endişe ederken bugünü unuturlar, dolayısıyla ne bugünü ne de yarını yaşarlar...Böylece hiç ölmeyecek gibi yaşarlar...Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler..."

Hiç yorum yok: