31 Ağustos 2007 Cuma


OSMAN AYSU POLİSİYELERİ



Osman Aysu, özellikle Türk polisiye roman severlerin yakından takip ettiği bir yazardır. Ülkemizde polisiye roman yazarı çok fazla olmamakla birlikte, Osman Aysu bu alanda kitap sayısı bakımından başı çekmektedir.

Yazdığı kitaplar, tanışık olduğumuz, bildiğimiz mekanlarda geçtiği için ayrı bir önem kazanmaktadır. Her ne kadar polisiye severler, karakter-mekan ayrımı olmadan yabancı kitaplara aynı ilgiyi gösterseler de, Türk romancılığı adına büyük bir boşluğun kapanmasında Aysu'nun birkaç yazarla beraber katkısı büyüktür.

Kitaplarının tamamını okumuş biri olarak, hepsinden ayrı bir keyif aldığımı söyleyebilirim. Ne zaman bir kitapçıya gitsem, gözüm raflarda yeni çıkmış bir Osman Aysu kitabı var mı diye mutlaka arayışa girer. Son zamanlarda, farklı yayınevleriyle çalıştığından, 2 kitabı kısa aralıklarla okuyucularıyla buluşuyor. Bu da oldukça sevindirici.

Bazı kitaplarında yer alan editöryel hatalar sadık okuyucularının gözünden kaçmasa da (özellikle karakterlerin isimleri bazen birbirine karışabiliyor), kolay okunabilen, her romanı best-seller olan yazar hakkında da oldukça ilginç rivayetler bulunmakta. 1936 yılında İstanbul'da doğan yazarın eski bir MİT çalışanı olduğu iddia edilse de, aslen avukatlık mesleğini bıraktıktan sonra yazarlığa başladığı bilinmektedir. Kendisine yöneltilen MİT'te çalışıp çalışmadığıyla ilgili soruları da net cevaplamaması, bu rivayetin doğru olabileceği kanaatini güçlendirmektedir.

Mike Hammer ile Philip Marlowe romanlarıyla büyümüş olan Osman Aysu, kendi ifadesiyle ithal kahramanlar okumaktan bıktığı için yazmaya karar vermiş. 1990 yılı başlarında "suç edebiyatı"na el atan Aysu, kendini yerli polisiye romana hasret bir kuşağın temsilcisi olarak görüyor. 1989 yılında dış dünyadan elini ayağını çekerek yazmaya başladığında 5-6 roman birden kaleme alan Aysu, o dönem polisiye okurlarının Batılı tercümelere mahkum olduğunu ifade ediyor. Bu gidişata bir dur demek isteyen yazarın kitapları, şimdilerde büyük kitapevlerinin en çok satanlar kısmında bulunuyor.

Bugüne kadar yayınlanmış 40'a yakın kitabı bulunan Osman Aysu'nun, romanlarını Kızıltoprak'ta bir pastanede yazdığı da söylentiler arasındadır. Genel olarak semt isimlerinin kitaplarında sıkça kullanılması, okuyucu ile organik bir bağ kurmasına yardımcı olur. Tanıdık mekanlarda geçen hikayeler, okuyucuyu kitabın içine daha da sokarak adeta olayı yaşamasını sağlar.

Polisiye romanlara olan tutkumu bilen bir arkadaşım sayesinde Osman Aysu kitapları ile tanışmış, kısa sürede piyasada bulunan bütün romanlarını alarak bir solukta okumuştum. Ulaşamadığım tek kitabı ilk romanı olan "Havyar Operasyonu"nu sahaflardan binbir güçlükle bulabilmiştim. Bulduğum bu kitap da şansıma imzalı bir kitaptı. Başkası adına da olsa imzalı olması ve nadir bulunması sebebiyle kütüphanemin değerli parçalarından biridir. Daha henüz herhangi bir Osman Aysu kitabı okumamış olanlara da "Nemrut'un Gazabı", "Osman Hilmi Efendi'nin Laneti", "Doğum Günü:15 Aralık"ı tavsiye edebilirim.

Kimi romanlarında casusluk, uluslararası şebekeler, MİT gibi konuları işleyen yazar, bazı romanlarında da tamamen cinayet, dedektif, katil üçlemesiyle temayı oluşturur. Mutlaka aşk ile erotizm de araya serpiştirilmiştir. Konular birbirine benziyor gibi gözükse de, kurgulanış biçimi bakımından oldukça başarılıdır. Romanların olmazsa olmazı ise, Opel markalı arabalardır. Hemen hemen bütün kitaplarında bu marka arabaya rastlamak mümkündür.

Üniversitelerde tez konusu olan Osman Aysu polisiyeleri, çoğu kişi tarafından eleştirilse de, Türk roman tarihi açısından bir başlangıcı temsil etmektedir. Şimdi sahip olduğumuz birkaç polisiye roman yazarımızla birlikte, gerilim-polisiye dalında önemli bir alanı dolduran Aysu, daha uzun yıllar da bu şekilde yazarak okurlarını sevindirmeye devam edeceğe benziyor...




9 yorum:

Adsız dedi ki...

Osman Aysu kitabına başladığımda kitap bitecek diye korkarım. bügüne kadar çıkan kitaplarının çoğunu zevkle okudum. Her kitapçıya girişmde, önce OSMAN AYSU nun yeni kitabı çıktımı diye soruyorum. Osman Bey; çok teşekkürler.

Adsız dedi ki...

Osman Aysu kitaplarıyla yeni tanıştım sayılır ancak beş altı tane kitabını okudum ve çok beğendim hala da devam ediyorum okumaya kesinlikle sürükleyici insan üzülüyor kitap bitince bir türk polisiye romancıyı okumak çok keyif verici

Adsız dedi ki...

osman aysu'nun kıtaplarını okumaya basladıgımda sankı ıcındeymısım gıbı heycan sarıyor benı en cok bıcak sırtı ve dogum gunu 15 aralık kıtabı hosuma gıttı ve yenı yenı kıtaplarını alıp okumaya basladım yazdıgın kıtapların ıcın tesekkur ederım ve benım gıbı bırcok okurların yazdıgın romanları seviyor tekrar tesekkur ederım:)

Adsız dedi ki...

son 2 günde iki osman aysu okudum darbe ve mavi-beyaz rapsodi hayramın kiktabı adına göre deil yazarına göre seçiorum osman aysu denilince akan sular duruyo.ben de yanık yüz yedinci uzman ve bir aşk masalını tavsiye ediyorum..kitap sonu beniz çok üzüyü hemen bitiveriyoo..osman aysuya teşekkürler..

Adsız dedi ki...

kesinlikle süper bir yazar bende yeni tanıstım bu yazarımızla ama bugune kadar okumaktan en cok keyıf aldıgım yazara sonsuz tesekkurler benım tavsıyem kus kafesi ve şantaj tesekkurler OSMAN AYSU...

Adsız dedi ki...

gerçekten hayranlıkla ve nefesimi tutarak okuyorum kitaplarını.hemen hemen bütün kitaplarını okudum.en beğendiklerim:çol akrebi,doğum günü 15 aralık,beyaz perde madalı gerçekten harika kitaplar çok çok teşekkürler okurlarınıza sunduğdnuz bütün kitaplar için

Adsız dedi ki...

yeni çıkan kitaplarını takip edip merakla beklediğim tek yazar.poliye romanları süper,okuyucuyu yormuyor ,çok sürükleyici ....

Adsız dedi ki...

yeni çıkan kitaplarını takip edip merakla beklediğim tek yazar.poliye romanları süper,okuyucuyu yormuyor ,çok sürükleyici ....

Adsız dedi ki...

osman aysu kitapları mükemmel..tek kelimeyle...